bugün

entry'ler (467)

erkek ve bayan tuvaleti için simgeler

xy ve xx.

nivea

bir dönem bakkallarda "niveyağı" olarak teşhir edilmiş el kremleri vardı.

nivea

beiersdorf grubuna aittir. (bkz: tesa) gibi.

nasrettin hoca nin komik olmamasi

bazı yönleriyle katılsam da, genel olarak katılmadığım beyanat. hoca'nın sahte bir turizm ikonuna dönüştürülmüşlüğünü düşünerek gerçekten böyle bir insanın varolduğu konusunda halen şüphelerim ve belli noktalarda tarihe güvenmemezliklerim var. diyelim ki gerçekten böyle biri vardı-ki çok da önemli değil- konuşmaya başladığı günden itibaren kimseyi gülmekten altına sıçtıracak bir tarzı olmadığına eminim. bu karaktere yüklenen ve onda ön plana çıkan meziyet komiklikten ziyade nüktedanlıktır. kara mizahtır. kendisinden şoparlık bekleyenlerle bir nebze taşak geçmedir zaten hodja'nın işi. eşeğe ters binen de, göle maya çalan da, parayı veren düdüğü çalar diyen de aslında topluma ayar veren o gerçek anti kahraman tavrıdır.

hollanda nin uyusturucu politikasi

sadece uyuşturucu satışı yoluyla değil, ayrıca yıllık büyümelerde paralel giden bütünleyici endüstrileriyle (yemek endüstrisi, eğlence endüstrisi, sağlık endüstrisi) de hollanda'yı kalkındıran politika.

tesa

yapışkan bantlar üreten alman firması.

http://www.tesabant.com.tr
http://www.tesa.com

yakıştı mı

gençliğin hapsolduğu o payidar açmazları, tuz basılmış o buruk gönül yaralarını, her gün birbirlerine karşı biraz daha başkalaşan aile fertlerini irdeleyen güzide koko bestesidir. sözler de gene seçkin kent ozanına aittir. kendisi için bir dakikalık saygı duruşu.

sözleri şu şekildir:

anam evde yolum gözler
etrafımda kem gözler.
yarim benden selam bekler
anneannem patlıcan közler.

bridge
söyle bunlar yakıştı mı,
aaaah bunlar yakıştı mı

verse
yakıştı mı...
yakıştı mı?
saksıda kola yakıştı mı?
söylesene be ahmedim
çay ocağa yapıştı mı?
renç koçibey yarıştı mı?

koko

yakıştı mı adlı eseriyle neo-arabesk akımın en büyük destekçisi.

çocukken kendinden büyük birine aşık olmak

bir tuhaf heyecan, alındaki boncuk boncuk ter damlacıkları. ilkokul iki. ilkokul beşe meyledecek kadar mangal yürekliyim. utanmasam "aynı ilkokulda nefes almak bana yetiyor" diyecek kadar da fütursuzum. servis güzergahını lifo-fifo yöntemiyle irdeleyip pınar'ın evine tümdengelmişim. benden iki durak önce. eli boş gidilmez. bir de resim yapmışım ki, sayfasız kalan o küçük resim defterimin karbon kağıdına. kırışmasın diye iki elimle gergin tutuyorum. öyle top elma ağaçları, kare pencereli evlerden değil. bisiklete binen düz sarı saçlı, tokalı, temiz önlüklü pınar. ilkokul aşkım. kapısının önünde okul çıkışından akşam ezanına kadar bekledim. gelmedi. düşünüyorum da hala aynı şeyi yaşıyorum. aslına bakarsan kaybediş şu başlığın son iki kelimesinde gizli. şükür ki dokuzunda belli etti kendini.

erkek berberinin dirseğe yaslaması

cenin pozisyonunda traşa kadar götürür.

anti kahraman

anti-kahraman, insanlığın varlığından beri aslında "kahraman"dır. kısacası başlıbaşına bir kavram karmaşası, zihin devridaimidir. toplumun normlarına uyan davranışlarla tartıldığında "kahraman" kavramına kıyasla daha bir hayatın götüne koyvermişlik halindeki karakterdir. batman,superman,örümcek adam ekolüne atılan en büyük tokattır. hollywood ve dizi sektörünün keşifleri anti kahramanı yavaş yavaş pasif kahramana doğru sürüklemiş, kahramanın rolünü de tereyağından kıl çeker gibi kapmıştır. son yıllarda izlediğimiz dizilerin alayında da ister katıl,ister katılma bu mevcut.
al bundy,homer simpson,southpark cartman,seinfeld kramer, perihan abla sakar şakir. öze dönelim; gerçekçiliği öğreniyoruz artık. dünya yansa bir kalbur samanı yanmayacak, koy götüne rahman gitsinci karakterler artık kahraman.doğru yolu bulduk,sonuna kadar destekliyorum.

başkalaşmak

hayatımda duyduğum en yoğun fiil. hele ki hakkını vererek yüklem yapıldığıda tadından yenmiyor.öyle günübirlik falan değil bir kere, zaman istiyor. sıfatı bile narin.
(bkz: türkçeyi seviyorum)

şarkılardan akılda kalan cümleler

bir tohum gibi serpildin,filizlendin
ben oldun belki de
yatağımı bile paylaşabilmek için benimle.

güzel insan (bkz: zuhal olcay)

eski sevgilinin numarasini ezberinden silmek

temel matematiği dimağdan atabilmekle eşdeğer durum. gene de insan alışıyor en nihayetinde. ezberden ya da telefondan silmeye gerek kalmadan da aramamayı öğretiyor bünyeye. efendi gibi büyüğünü deviriyor. telefona da elini sürmüyor.

cause we ve ended as lovers

jeff beck'in insanlığa armağan ettiği enstrümantal şaheser. yalın ve manidar gitar partisyonlarıyla taze ayrılanların hassas yüreklerinde biçerdöver etkisi yaratır. geç saatlerde alınması halinde gece tarifesine geçer bir buçuk dozaj sarsar bünyeyi.

libertango

asalet kokan, duygu vurguları ve genel parça kurgusuyla dans hareketlerine anlam ve bakışlara şehvet katan güzide başyapıt.

efdal

(bkz: eftal dodur)

bilgisayar oyununda karakterin kilitlenmesi

yakın geçmişteki oyunlarda görülen yaptığı işe aşırı odaklanan karakter. örneğin sims'teki karakter duvarın sonuna varıp hala yürümeye zorlanırsa bu şekil kitleniyor.duvarın bitiminde hala yürümeye kasıyor, eller kollar sallanıyor.olduğu yerde kıt'a duru duymamış asker edasıyla saymalar.yön tuşuna bir elinde sigaraya biraya falan dalmışken basılı unuttuğunda oluyor genelde.
başka oyunlarda bir de bunun 180 derece dönenleri var. çok seviyorum bunları.hayatımın pek çok alanında feyzalıyorum.tebamdaki insanlar böyle olsun daha ne isterim.

nokia melodisi

halkımızda ciddiyet, seviyelilik, ağırdan satma sembolüne dönüşmüş melodi. son model telefonlarda bilinçli biçimde tercih edenler 3'e ayrılır:
1) mobil amishler: o el kadar aletin her bir bokunu ezbere bilse de "telefonu hayatta kurcalamam, melodi yüklemem. benim için arasın yeter" ayağına ekmek yeme yolunu seçenler.
2) yeni iş mensupları: "geçmişte öyle veya böyle fingirdek melodilerle takıldım.hani ergendik, gençtik ama artık iş hayatına atıldık. şoparlığa son. artık ciddi bir adamım" ayağına ekmek yeme yolunu seçenler.
3) klasik müzikte hayat buluyorumcular : nadir rastlansa da yabana atılamazlar. "beni anlatan tarz klasik müzik üstadım. geçmişten günümüze gelen bir tarih patlaması, asırlık bir coşku, sanat hezeyanı" ayağına ekmek yeme yolunu seçenler.

in a relationship

kalp motifi ve yanında "hayt and huyt are now in a relationship" beyanatı.
arkadaş erkekse;
-vay göööt
arkadaş dişiyse;
-siktir be
şaşmaz.